![]() |
SANKİ... ![]() Haber Vakti / 08.05.2025 "Sanki seni boğar gibi... Sanki yeniden doğar gibi... Sanki zaman zaman ölür gibi... Acısını, çilesini çekmediysen..." Size Sezen Aksu'nun "Büklüm Büklüm" şarkısından bahsetmeyeceğim, merak etmeyin. Sadece yazıma hangi başlığı atacağımı düşünürken aklıma geldiği için öylesine yazdım. Onun dışında yazacaklarımın sözkonusu şarkıyla herhangi bir alakası yok. Zaten oldum olası kişileri ve kurumları eleştirmemeyi kendime şiar edindim. Fakat buna rağmen "iktidarı eleştirmekten bıkmadın mı?" gibi tuhaf tepkilere maruz kalıyorum. Biz şahit olduğumuz olaylara dün-bugün-yarın perspektifinde ve zihniyet odaklı bakıyoruz. Eğer sanata ve sanatçıya hak ettiği değer verilmiyorsa bunu söylemekten çekinmeyiz. Yıllar geçse de, yollar değişse de rollerin değişmemesini garipsiyoruz. Maalesef uzun yıllardan beri ülkemizin kültürel ve sanatsal zenginliği ihmal edildi. Sığ tartışmalarla ve fanatizmle yıllarımız heba oldu. Bu yüzden fikirlerimiz iktidarda değil. İsterseniz geçmişten bazı örnekler vereyim. Hani bir zamanların meşhur sansür yasası olan Takrir-i Sükûn Kanunu'nu kimlerin çıkardığını sanki bilmiyoruz. Elaziz'in ismini Elazığ, Diyarbekir'in ismini Diyarbakır, Dersim'in ismini Tunceli diye kimlerin değiştirdiğini sanki hiç duymadık. İstiklal Mahkemeleri'nde suçsuz günahsız insanları kimlerin idam ettiğini de sanki hatırlamıyoruz. Sivas'tan Ankara'ya gitmek için yola çıkan Âşık Veysel Şatıroğlu'nu yırtık pırtık kıyafetinden dolayı kimlerin Ankara'ya sokmadığını, hatta Osman Yüksel Serdengeçti'ye bile "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilik ile komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz" diyenlerin kim olduğunu sanki unuttuk. Adnan Menderes "Yeter, söz milletindir" diyerek iktidara geldiğinde "memleketi Hasolarla Memolar mı yönetecek?" diyerek milleti aşağılayanları da sanki bilmiyoruz. Nazım Hikmet'i kimlerin sürgüne gönderdiğini, Devlet Ana'nın yazarı Kemal Tahir'i, Tatar Ramazan'ın yazarı Kerim Korcan'ı, Maksim Gorki'nin romanlarını okuduğu için Orhan Kemal'i, Che Guevara'dan ve Mao'dan çeviriler yaptığı için Can Yücel'i, darbecilere "Erim Erim Eriyesin" diye türkü yazdığı için Âşık Mahzuni Şerif'i kimlerin hapse attığını sanki bilmiyoruz. Ömrü hapishanelerde geçen Üstat Necip Fazıl Kısakürek'i bile eğer vefat etmeseydi 5 yıl daha hapis cezası vererek hapse atmaya çalışanları da sanki unuttuk. Bir zamanların siyasi mizah gazetesi Markopaşa'daki yazılarından dolayı Aziz Nesin'e, Sabahattin Ali'ye ve Rıfat Ilgaz'a kimlerin ağır yaptırımlarda bulunduğunu sanki bilmiyoruz. Sabahattin Ali'nin hapiste iken yazdığı "Aldırma Gönül" şiirini, Rıfat Ilgaz'ın "Hababam Sınıfı" eserinden uyarlanan bir filmde Edip Akbayram'a söylettirmeleri de ayrı bir garabettir. Çünkü Rıfat Ilgaz daktilo alacak parası olmadığı için tamamını el yazısı ile yazdığı "Hababam Sınıfı" eserinin sadece eğlencelik bir komedi gibi filme uyarlanmasından hoşnut değildi. Yukarıda bahsettiğim şairleri ve yazarları şimdi yere göğe sığdıramıyorlar. Daha bunun gibi bir sürü örnek var ama "şimdi sırası mı?" demeyin. "Bunlar eskide kaldı" demeyi çok isterdim ama sanki benzer zihniyetlerle karşılaşıyoruz. Siz o malum zihniyetin sanatçılara sahip çıkmaya çalışmasına aldanmayın. Bu ülkede sanatçılara en çok zulmeden zihniyeti iyi biliyoruz. Yakın zamanda ünlülere yaptıkları "boykot" tehditlerini unuttunuz mu? Hatta o ünlülerden bir tanesi baskılara dayanamayıp sosyal medya hesabını kapattı. Ne kadar müthiş bir ülkede yaşıyormuşuz da, haberimiz yokmuş. Kökü dışarıda olan evlere şenlik bir sosyal medyamız var. Salgın hastalık çıkıyor, herkes virolog oluyor. Ekonomik kriz çıkıyor, herkes ekonomist oluyor. Deprem oluyor, herkes deprem uzmanı oluyor. Seçim zamanı zaten herkes siyaset bilimci oluveriyor. Sanki herkes analizci, sanki herkes filozof, sanki herkes mütefekkir... Sıfır sorumluluk, olağanüstü mutluluk ve sıradan yaşamlar... Sanki cennette yaşıyoruz. Böyle bir iklimde sanata ve sanatçıya hak ettiği değerin verildiğini mi sanıyorsunuz? Yazımın başında muhalif zihniyetin yıllar önce sanatçılara nasıl davrandığını anlattım. Muhafazakâr insanlar da iktidarda olmalarına rağmen kültüre ve sanata çok önem vermiyorlar. Sanki öyle bir sorumlulukları yokmuş gibi davranıyorlar. Sanatını Hak yolunda icra eden sanatçılara sahip çıkmıyorlar. Halen ülkemizin dini, milli ve ailevi değerleriyle alay eden ünlüleri kazanmaya, onlara yaranmaya çalışıyorlar. Sanki onlar için iktidara gelmişler gibi... Şu anki siyasi iradenin en büyük eksikliği fikirlerini, hedeflerini ve başarılarını sanatsal açıdan anlatmaktan aciz davranmalarıdır. Bir de sabahtan akşama kadar bıkmadan usanmadan muhalefeti eleştiriyorlar. Bazen "ben şöyleyim, ben böyleyim" demenize gerek kalmaz. Hal ve hareketlerinizle, haksızlık karşısındaki duruşunuzla sürekli eleştirdiğiniz kişilere benzemişseniz vay halinize... Bana soracak olursanız iktidardakiler de git gide eleştirdikleri muhalefete benzemeye başladılar sanki... Kaynak: https://www.habervakti.com/sanki |