HA GAYRET!



Mektup Edebiyat Dergisi / 01.08.2023

Özgürlüğün sınırını bilmeyenler hiçbir ayetin, hiçbir hadis-i şerifin, hiçbir atasözünün ve hiçbir nasihatin kıymetini anlayamaz. Azdırılan güruhları durdurmak öyle sandığınız kadar kolay değildir. Siz insanları çılgınlar gibi eğlenmeye, har vurup harman savurmaya, keyiflerinden taviz vermemek için her şeyi mubah görmeye alıştırırsanız, günü geldiğinde ecelin, kaderin, rızkın, vebalin, kul hakkının önemini anlatamazsınız. Fiyatlar arttıkça ahlaksızlığın da artacağını ve bunun da toplumda huzuru ve bereketi azaltacağını acaba kaç kişi anladı?

Bugünlerde yine ilginç vurdumduymazlıklara şahit oluyoruz. Her şey ayan beyan ortada olmasına rağmen kimse sorumluluk almıyor. O anlı şanlı siyasetçilerin millete hizmetle alakası yok. Ünlü geçinen sanatçıların milletin derdiyle alakası yok. Tüccarların insanların hakkını korumak gibi bir dertleri yok. Çünkü tüccarlarımız artık 1'e 5 değil, 1'e 100 kazanmanın hesabını yapıyorlar. Gençler bile kolay yoldan para kazanmanın hayaliyle yaşıyor. İnternet sitelerinde "kolay yoldan para kazanma tüyoları" gibi kumarı özendiren bir sürü ilanlar var.

Yıllardır eğitimin, sanatın ve edebiyatın önemini bu satırlarda anlatmaya çalışıyorum. Türk medyası kara haber merkezine dönmüş. Güzel haberler ve başarılı insanlar maalesef önplana çıkarılmıyor. Türk televizyonları Türk milletinin geleneklerini değil, Avrupa'nın ve Amerika'nın geleneklerini Türk halkına empoze etmeye çalışıyor. Türk siyasetçiler Türkiye'nin geleceğini değil, sadece kendi geleceklerini düşünüyorlar. Türk yayıncılar Türk Edebiyatı'nın yarınlarını düşünmüyor. Tek baskıyla kısa yoldan satış rekorları kırmaya çalışıyorlar.

İçimizde ne kadar çok işe yaramaz, gafil ve riyakâr tipler varmış. Bizdenmiş gibi görünüp gözümüzün içine baka baka kuyumuzu kazmışlar. Fırsatçı siyasetçiler, riyakâr dernek başkanları, ahlaksız tüccarlar, gayrimilli ünlüler, kurnaz yayıncılar, şahsiyetsiz yapımcılar... Daha hangisini söyleyeyim? Bunları Allah'tan başka kim durdurabilir? Azıcık düşünseler, akıl etseler, hatalarından ders alsalar, tarihteki örneklere baksalar... Biz durmadan "sanat budur", "siyaset budur" veya "ticaret budur" başlıklı yazılar mı yazacağız? Ya da her ay ilgili makamlara hitaben "açık mektup" mu yazalım?

Allah'ın gazabı olan sellerin, yangınların, depremlerin, salgın hastalıkların bile akıllandıramadığı insanlara ben de "ha gayret" demek istiyorum. Hiçbir uyarıyı ciddiye almayanlar, asla tefekkür etmeyenler ve tarihten ibret almayanlar demek ki Allah'tan belalarını istiyorlar. Tuz koktu, mızrak çuvala sığmaz oldu. Hakikatler gün yüzüne çıksa da birileri kulağının üstüne yatmaya devam ediyor. Hazreti Mevlana boşu boşuna "Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz kul azmadıkça" dememiş.

Ha gayret ünlüler... Şöhretiniz sayesinde Türk milletinin sırtından tomar tomar para kazandığınız halde Türk milletinin gelenekleriyle ve görenekleriyle alay etmeye devam edin. Geldiğiniz yeri unuttuğunuz yetmiyormuş gibi gideceğiniz yeri de bilmiyorsunuz. Halen kendinizi rol model zannediyorsunuz.

Ha gayret yapımcılar... Biraz daha öpücüklü diziler çekin. Milletin ar damarını çatlattığınız yetmiyormuş gibi televizyon ekranlarını da tam ortasından çatlatın. Hatta o dizileri yurtdışına ihraç edin. Düşmanın yapamadığını siz yapın. Ülkemizi böyle kötü örneklerle dünyaya lanse edin. Siz olmasanız dizi sektörü ayakta durabilir mi?

Ha gayret yayıncılar... Milli ve manevi eserleri önplana çıkarmak ve dünyaya yaymak yerine sadece satış ve pazarlama odaklı yayınlar neşretmeye devam edin. Şiirin, öykünün, romanın kıymetini bilmeyin. İnsanları kitap okumaya teşvik etmeyin. İnsanların kitaba olan sevgisini fuarlarda dibine kadar istismar edin.

Ha gayret siyasetçiler... Ülkemizdeki bütün sorunları sanki kendiliğinden meydana gelmiş gibi düşünün. Asla sorumluluk almayın. Her şeyi milletin sırtına yüklemeye devam edin. Vergilere, maaşlara, akaryakıta, temel gıda ürünlerine daha fazla zam yapın. Perde önünde hamaset yapın, perde arkasında yine bildiğinizi okuyun.

Ha gayret gençler... Bir daha mı geleceksiniz dünyaya? Biraz daha eğlenin, biraz daha sosyal medyada oyalanıp kökü dışarıda olan sosyal medyaya para kazandırmaya devam edin. Başımıza gökten taş yağsa bile aldırmayın. O gökten yağan taşlar hakkında bile geyik muhabbeti yapın. Özgür olun, yarınlarınızı düşünmeyin, anı yaşayın.

Son yıllarda yaşadığımız felaketlerden ders almayan insanların haline bakıp acımamak elde değil. Acınacak hallerine gülenlere ne demek gerekiyor acaba? Hakikaten tanrıyı kıyamete zorlayan evangelistlerden farkları kalmadı desem yeridir. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin.


Bu köşe yazısı defa okunmuştur.